Balıkesir’de motokuryelik yapan üniversite öğrencisi Ata Emre Akman’ı bıçakla öldüren 17 yaşındaki E.Ö. ve onu azmettirdiği öne sürülen babasının tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşmasında, esas hakkındaki mütalaa açıklandı.
Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanık E.Ö. tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla babası tutuklu sanık Orhan Ö. ile maktul Ata Emre Akman’ın babası emekli Albay Erol Akman, annesi Zuhal Akman ve taraf avukatları katıldı.
Mahkeme heyetinin ara vermesinin ardından duruşma, tanıkların dinlenilmesiyle devam etti.
Sanık Orhan Ö. ile 2013 yılına kadar birlikte yaşayan tanık Sultan D, bu kişinin, kendisine zarar vermeye çalıştığını öne sürdü.
Ata Emre Akman’ı öldüren E.Ö’ye küçüklüğünde bir süre kendisinin baktığını dile getiren Sultan D, E.Ö’nün yaşının 17’den büyük olabileceği iddiasında bulundu.
Tanık Pınar A. da Orhan Ö. ile aynı ortamda bulundukları sırada, daha önce birlikte yaşadığı Sultan D’nin evinin önünde bir olay gerçekleştireceğini ve bunu bütün Balıkesir’in duyacağını söylediğini ileri sürdü.
Sultan D’nin üst kat komşusu olan, Ata Emre Akman’ın pizza siparişini teslim ettiği tanık Betül K, bir süre sonra “imdat” sesi duyduklarını anlattı.
Pencereden baktığında Akman’ın motosikletinin üzerine düştüğünü gördüğünü aktaran Kaplan, “Ambulansa haber verdikten sonra aşağı indik. Sağlık personeli olan kız kardeşim müdahale etmeye çalıştı ancak ambulans gelmeden nabzı durmuştu” dedi.
Duruşmada, sanıkların yakınları ve arkadaşlarının aralarında olduğu çok sayıda kişi de tanık sıfatıyla ifade verdi.
SALON AĞLADI
Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasında, sanık E.Ö’nün cezasına “yaş küçüklüğü” maddesi uygulanarak, “tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, “ruhsatsız silah, bıçak, mermi bulundurma veya taşıma” suçundan da 1 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Savcı, baba Orhan Ö’nün ise “tasarlayarak ve canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürmeye azmettirme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını, her iki sanığa da alt sınırdan uzaklaşılarak üst sınırdan ceza verilmesini istedi.
Tekrar söz verilen E.Ö, cinayeti tasarlayarak işlediği iddiasını reddederek, “Aldığım alkol ve cahilliğimle böyle bir eylem gerçekleştirdim. Babamın beni azmettirmesi gibi bir durum yoktur” ifadesini kullandı.
Orhan Ö. de bugüne kadar gerçekleştirdiği hiçbir olayda başka bir kişiyi kullanmadığını belirterek, “Olayı öğrenince ailemle ağladık. Yapacak olsam çocuğa silahı verir ‘Git öldür’ derdim. Benim bu olayla bir ilgim yoktur” savunmasını yaptı.
Ata Emre Akman’ın annesi ve babasının beyanları alınırken salonda onlara destek için bulunanlar gözyaşlarına hakim olamadı.
Anne Zuhal Akman, infaz yasalarının bu şekilde olmasını kabul etmediğini belirterek, “Bu dosya özelinden bir yerlere çıkarım yapabileceğimizi düşünüyorum. ‘Suça sürüklenen çocuk’ denilen kişinin yetişkin olarak yargılanıp ceza almasını istiyorum” diye konuştu.
DURUŞMA 12 TEMMUZ’DA
Akman ailesinin avukatlarının, E.Ö’nün olay tarihindeki kemik yaşının tespit edilmesi talebini doğum belgesi bulunması nedeniyle reddeden mahkeme heyeti, sanık avukatlarına esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma hazırlamaları için süre verilmesini, sanıkların tutukluluk hallerinin devamını kararlaştırarak duruşmayı 12 Temmuz’a erteledi.
ANNE AKMAN: ADETA SABAH PROGRAMI İZLEDİM
Ata Emre Akman’ın annesi Zuhal Akman ile avukatlar, ilk celsenin ardından dava süreciyle ilgili değerlendirmede bulundu.
Akman, mütalaanın açıklandığı duruşmanın ardından adliye önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, 11 saati geçen duruşma boyunca adeta sabah programı izlediğini, oğlunun uzun süre adının dahi geçmediğini söyledi.
Balıkesir’in Kuvayımilliye şehri olduğunu belirten Akman, şöyle devam etti:
“Yeniden bir Kuvayımilliye yaratmalıyız, yapabiliriz. Sadece Ata için demiyorum. Buradaki bütün çocuklar, gördüğümüz görmediğimiz, tanıdığımız tanımadığımız, Çağlalar, Sedefler, Gizemler için herkes için. Canlar için Akınlar için hepsi için. Önce çocuklar çünkü bizimkiler çocuk, sonra bizler için. Biz de kolay gelmedik. Bıçağın mutfak dışında kullanıldığını burada gördük. Mutfağın dışında bıçağın ölüm aleti olarak kullanıldığını… Buna bir ‘dur’ dememiz gerekiyor.”
Akman, bu tür olaylara ilişkin yargılamalarda yürürlükteki infaz yasalarının değiştirilmesi talebinde bulundu.
“İÇİMİZDE BİRAZ DA OLSA SOĞUKLUK OLDU”
Anne Zuhal Akman ve baba emekli albay Erol Akman’ın avukatlarından Özden Başak da insani açıdan mutsuz olduklarını ancak hukuki bakımdan değerlendirdiklerinde mahkemenin yargılamayı hızlı şekilde yürüttüğünü gördüklerini anlattı.
Savcılığın mütalaada cezaları istenebilecek en üst sınırdan talep ettiğini dile getiren Başak, “Bu anlamda içimizde biraz da olsa bir soğukluk oldu. Ne haksız tahrik indirimi ne de 62’nci madde kapsamında öngörülen takdir indirimi uygulanmaksızın en üst hadden cezalandırılmasıyla alakalı talepte bulunuldu” diye konuştu.
Avukat İbrahim Erenci de genel anlamda değerlendirildiğinde savcının mütalaasının hukuki eksende son derece uygun olduğunu ifade etti.
Mütalaanın detaylarına işaret eden Erenci, “Savcılık makamı, babanın azmettirdiği yönünde, katilin de canavarca his sevki ile öldürmesi sebebiyle cezalandırılmasını ve alt sınırdan da uzaklaşılması gerektiğini söyledi” dedi.
NE OLMUŞTU
Balıkesir Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü öğrencisi 20 yaşındaki Ata Emre Akman, 5 gün önce motokurye olarak çalışmaya başladığı firmaya sipariş edilen pizzayı teslim için 11 Mayıs’ta Karesi ilçesi Karaoğlan Mahallesi Emir Sokağı’na gitmişti.
Pizzayı verdikten sonra sokağa park ettiği motosikletine doğru yürüyen Akman’ın yanına gelen E.Ö, üniversite öğrencisine bıçakla saldırmıştı. Akman olay yerinde hayatını kaybetmiş, kaçan E.Ö. polislerce yakalanmasının ardından çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanmıştı.
Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, katil zanlısı E.Ö’nün “tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Sanık hakkında yaşının 18’den küçük olması nedeniyle “Fiili işlediği sırada 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde 14 yıldan 20 yıla, müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde 9 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” maddesinin uygulanması talebinde bulunuluyor.
İddianamede, Orhan Ö’nün ise “tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürmeye azmettirme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması ve alt soy ilişkisinden doğan nüfuz kullanılmak suretiyle suça azmettirme hali nedeniyle cezasının artırılması talep ediliyor.